Yazılarımı takip edenler bilir, kendi güvenliğini ve esenliğini doğrudan tehdit etmeyen sorunlar karşısında Türkiye’nin tarafsız kalmasını, duygularıyla ve dürtüleriyle değil aklıyla, mantığıyla hareket etmesini, durum tespiti ötesine geçip çareler üretmesini, sorunlar yerine çözümlerle anılmasını, elindeki imkanları kullanmasını istemiş, beklemiş ve desteklemişimdir.
Vurgulamaya çalıştığım ikinci nokta da Türkiye’nin insan haklarına saygı duyması, hukukun üstünlüğünü sağlaması, AİHM kararlarına hassasiyet göstermesidir. İkinci beklentim ne zaman karşılanır tahmin etmem zor ama Cuma akşamı TRT1’de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı dinlerken ilkinin karşılandığı düşündüm, kendi adıma da, ülkem adına da sevindim.
Umarım Fidan’ın önce Büyükelçiler Konferansı konuşmasında, sonra Insight Turkey dergisinin sayfalarında, Cuma akşamı da TRT’de sergilediği sakin ve akılcı duruş kalıcı olur, tüm iktidar bloğu tarafından benimsenir. Türkiye tıpkı Ukrayna savaşında olduğu gibi Gazze ve diğer sorunlar karşısında da şartları dikkate alan rasyonel çözümler üretmeyi, önermeyi sürdürür.
Çünkü bizim yangınlara körükle gitmeye, çatışmaları tırmandırmaya, acıları çoğaltmaya değil...