Donald Trump başkanlığı sürprizlerle başladı. Bir hafta içinde hem dünyadaki hem de kendi ülkesindeki makul insanları karşısına almayı başardı. Uygulamaya koyduğu vize rejimiyle ne kadar ayrımcı ve ırkçı olduğunu herkese gösterdi. Sınıra inşa etmeyi düşündüğü duvar sayesinde Meksika ile ilişkilerini kopma noktasına getirdi. AB’ye atayacağı büyükelçi ise daha atanmadan reaksiyon doğurdu.
Görünen o ki Trump, dünya siyasetine ve var olduğu kadarıyla düzenine tahminlerin çok ötesinde zarar verecek. Fırsatını bulursa Kudüs meselesini kaşıyacak, NATO’da yük paylaşımı kisvesi altında istikrarsızlık yaratacak, AB’nin bir ticaret bloğu olarak yıkılması için elinden geleni yapacak. Suriye konusunda ne edeceği, bizi doğrudan ilgilendiren sorunlarda nasıl bir tutum takınacağı ise henüz meçhul.
***
Ancak Suudi Arabistan ile güvenli bölge konuşurken Türkiye ile konuşmuyor olması düşündürücü. Umarız Trump ve yakın çevresinin aklında Türkiye’nin çıkar ve beklentilerini dışlayan bir formül yoktur. Ya da Moskova ve Astana buluşmalarıyla ivme kazanan Suriye barış sürecini öldürmeyi, yerine kaosu hakim kılmayı hayal etmiyordur. Rusya’ya rağmen Suriye’de güvenli bölge kurmayı tasarlamıyordur.