Devletler çıkar veya beklentilerini şiddet kullanarak korumaya kalktıklarında kendilerine hedefler koyarlar, yeterli oranda güç kullandıklarında koydukları hedeflere ulaşıp ulaşamayacaklarını hesaplarlar. Askeri, ekonomik ve siyasi kıyaslamalar yaparlar. Kiminin nasıl tepki göstereceğini, hangi tepkinin kendilerine ne kadar zarar vereceğini düşünürler. Saldırdıkları hasımlarının, onların müttefik ya da destekçilerinin ne şekilde karşılık verebileceği üstüne senaryolar hazırlarlar.
Ama evdeki hesap genellikle çarşıya, daha doğrusu gerçek dünyaya uymaz. Yapılan hemen hiçbir hesap, plan, strateji savaşlarda tutmaz. Dünyanın en güçlü ordusu, en büyük ekonomisi bile beklenmedik dirençle karşılaşıp Vietnam’da, Afganistan’da ve daha pek çok yerde gördüğümüz gibi siyasi hedeflerine ulaşmadan yenilgiyi kabul etmek zorunda kalabilir. Bazen de belli bir yer ya da bölgeyle sınırlı olabileceği düşünülen bir çatışma dünya savaşına dönüşebilir ya da bambaşka sonuçlar doğurabilir.
***
Unutmayalım ki en rasyonel karar alma süreçlerinde dahi tüm değişkenlerin hesaba katılması mümkün değildir. Üstelik bu tür gerilimli, krizli anlarda duygular düşünceleri esir...