Afrin harekatı hem askeri, hem de siyasi açıdan başarılı bir haftayı geride bıraktı. Önemli sayıda hedef vuruldu, köprü başı sayılan yerler ele geçirildi. Ama asıl başarı siyasi alanda oldu. Türkiye harekatı başlatmakla muhataplarına beklentilerini anlatma imkanı buldu, ABD başta olmak üzere pek çok hukuki ve fiili müttefikini seçim yapmaya zorladı. Henüz ne ABD, ne de alanda etkili olan diğer güçler nihai seçimlerini yapmış değil. Ancak Türkiye’yi memnun edecek yollar bulmaya çalıştıkları gözlemleyebiliyoruz. Tillerson’un Çavuşoğlu ile görüşmesinde dile getirdiği 30 kilometrelik güvenlik şeridi önerisi de böylesi bir çabanın ürünü. Güvenlik Şeridi’nin kimi kimden koruyacağı henüz kesinleşmemiş, nasıl gerçekleşeceği belirlenmemiş olmakla birlikte dillendirilmiş olması önemli. Bu ve diğer öneriler ABD’nin kendi çıkarlarıyla, Türkiye’nin çıkarlarını bir şekilde dengelemek ihtiyacı hissettiğini gösteriyor. Zamanlaması düşünüldüğünde de müdahalenin değiştirici siyasi etkisine, yani başarısına işaret ediyor.