Pazar günü İstiklal Caddesinde gerçekleştirilen terör eylemi hepimizi üzdü ve derinden etkiledi. Altı kişi hayatını kaybetti, bazıları ağır en az 81 kişi de yaralandı. Yapılan açıklamalar ve yakalanan şüpheli eylemin PKK bağlantılı olduğuna işaret ediyor. Ama belli ki diğer olasılıklar da dışlanmıyor.
Umarız siyasi ya da başka nedenlerle kamuoyuyla paylaşılmasa dahi bu olayın tüm detaylarının üstüne gidilir, zamanlaması ve varsa taşıdığı mesaj doğru yorumlanır, bir daha tekrarlanmasının önüne geçilir. Siyasi nitelikte olduğu intibaı uyandıran açıklamalardan, kanal daraltması gibi uygulamalardan kaçınılır.
Bizim Türkiye olarak terör karşısında daha kapsamlı bir stratejiye, daha çok demokrasiye ve daha fazla insan haklarına ihtiyacımız var. Kendimiz için de yıllardır etkilendiğimiz bu şiddet türünü dünyaya anlatabilmek, Suriye ve başka yerlerdeki çıkar ve beklentilerimizi koruyabilmek için de bu gerekli.
Diplomasi, daha doğrusu diplomasi dili de öyle. Suçlayıcı değil kanıtlayıcı ve ikna edici bir dil kullanmamız şart. En çok ihtiyacımız olan da önleyici fakat AVM kapılarındaki gibi göstermelik olmayan tedbirler, özgürlük-güvenlik dengesini sarsmayacak önlemler...