Kabul edelim ki, 13 yıllık bir mücadeleden en az Suriye muhalefeti kadar Türkiye de başarıyla çıktı. Daha önceki tatsız deneyimlerinden ders alarak önce müdahil olmaya karar verdi, sonra da diplomasisiyle, istihbaratıyla, askeri imkanlarıyla bu süreci yönetti. Belki arada taktik hatalar da yaptı ama sonunda hedefine büyük ölçüde ulaştı.
Savaştan tabii ki etkilendi. Milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapmak zorunda kaldı, kendi içinde başlattığı barış süreci müttefiklerinin pozisyon alışı nedeniyle akamete uğradı, Rusya ile savaşın eşiğinden döndü, Amerika ile ilişkileri daha da fazla gerildi, çıkarlarını korumak için yaptığı müdahaleleri Avrupa’da tepki gördü.
Ancak müdahil olmasaydı da bunları yaşayacak, yine sığınmacılara kapılarını açacak, yine Amerika, Rusya ve Avrupa’yla gerilimli anları olacaktı. Sahada olmayan bir Türkiye gelişmelerin bazen yöneticisi, bazen kolaylaştırıcısı rolü oynayamayacaktı. Astana diye bir süreçten söz edilemeyecek, PKK konusundaki çekinceleri havada kalacaktı.
Keşke Esad ve yakın çevresi Türkiye’yi zamanında dinleseydi, hem rejimini hem de ülkesini böylesi bir yıkımdan korusa, yüzbinlerce insan savaşta ölmese, milyonlarca...