Gelin bugün birlikte fikir egzersizi yapalım ve görünebilir gelecekte, yani gelecek beş ya da 10 yıl içinde Türkiye için oluşabilecek risklerin ve tehditlerin kaba bir envanterini çıkaralım. Sonra da iktidarda kimin olacağından bağımsız olarak bunlara karşı neler yapabileceğimizi tartışalım. İsterseniz önce kronik sorunlarımızdan başlayalım.
Bunlardan ilki Kıbrıs sorunu. Şimdilik dondurulmuş ve müzakereyle yönetime bağlanmış olsa da bir yanda iki devletli çözüm önerisi, diğer yanda Rum tarafının sorunu kendi istediğine en yakın şekilde çözmek için geliştirdiği inisiyatifler istikrarı zorluyor. BM Genel Sekreteri tarafları Crans Montana’da kalınan yerden ilerlemeye teşvik ediyor.
Sorun muhtemelen bu kez de çözülemeyecek, KKTC’nin BM parametrelerini aşan pozisyonu çözümsüzlüğün sebebi olarak kayda geçecek. Rum tarafı bulduğu her fırsatta statükoyu değiştirmek için teşebbüste bulunacak. Doğu Akdeniz’nin hidro karbon zenginliği, deniz yetki alanlarının belirlenememesi ve Kıbrıs’ın AB üyeliği kriz çıkartma riskini hep içinde barındıracak.
En kötü senaryoda bunun Yunanistan’la olan sorunların tetiklenmesine yol açma olasılığını da yadsıyamayız. Sorunların...