Yarın çok büyük bir olasılıkla cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçları ve Türkiye’nin çoğunluğunun siyasi tercihi belli olacak. Umarım seçim sükûnet, sağduyu ve demokratik olgunlukla bitecek. Türkiye daha demokratik, daha özgürlükçü, sığınmacıların hakları da dahil insan haklarına ve insancıl hukuka daha saygılı bir ülke olacak. Sorunlarını akıl ve mantıkla yönetecek. Dünya dengelerini de gözetecek.
Ama yazının başlığındaki yarın vurgusu buna ilişkin değil. Yazıdaki Birleşmiş Milletler’in özel bir gününe, 1948 yılında hayata geçirilen ve aslında BM Şartı’nda olmayan bir barışı koruma görevini 75 yıldır yerine getiren Mavi Berelilere, onların yaptığı fedakarlıklara istinaden kutlanan 29 Mayıs BM Barış Güçleri Uluslararası Günü’ne ilişkin. Yani ‘yarın’ Türkiye’de ve hatta dünyada kimsenin pek önemsemeyeceği bir yarına atıfta bulunuyor.
***
Oysa bu kadar sorun ve savaş arasında görevleri önemsiz görülse de barış güçleri kuruldukları günden bu yana çatışmaların ‘sabitlenmesinde’, büyüyüp yayılmasının önlenmesinde önemli rol oynadılar. BM’nin ikinci Genel Sekreteri Dag Hammarskjöld ve ekibi tarafından bulunan bu yöntem sayesinde özellikle de Güvenlik Konseyi’nin...