Amerika-Türkiye ilişkileri tarihinde hiç olmadığı kadar gergin. İlk kez birden çok konu ve alanda eş zamanlı olarak ciddi sorunlar yaşıyoruz. Birinin çözümü ya da yönetimi için atılan adım diğerini daha da içinden çıkılmaz hale getirme, var olan gerilimleri arttırmak potansiyeli taşıyor. Sorunlar arasında bağlantı kurmak, birinin çözümünü diğerine bağlamak da pek mümkün görünmüyor. Türkiye çoğu beklentisinde haklı. “Müttefikinden” çıkarlarına saygı göstermesini, meşru taleplerinin karşılamasını, egemenlik alanını yargı kararlarıyla genişletmemesini, kendisinin bile terörist olarak kabul ettiği örgütle işbirliğine gitmemesini, hepsinden önemlisi de gerçek bir ortak olarak görülmesini istiyor. Washington ve New York’taki davalardan rahatsızlık duyuyor. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasında Amerika’nın olabileceğini düşünüyor. *** Yine de Ankara’nın amacı ABD ile bağları kopartmak, NATO’dan çıkmak ya da genel anlamıyla Amerikan emperyalizmini yenilgiye uğratmak değil. Öyle olmuş olsaydı Cumhurbaşkanı Erdoğan Başkan Trump ile buluşmaz, Washington’daki büyükelçilik kapatılır, ticari ilişkilerini kesilir, düşünce kuruluşları ve lobi grupları vasıtasıyla ABD politikası etkilenmeye çalışılmaz, uygulanmaya başlanan vize ambargosundan rahatsızlık ve üzüntü duyulmazdı.