Bundan 20 yıl önce bugünlerde Amerika yanına alabildiği birkaç ülkenin büyük ölçüde sembolik silahlı güçleriyle birlikte Irak işgalini başlatmıştı. 19 Mart’ta hava saldırılarıyla açılan operasyon 20 Mart’ta Kuveyt’ten Basra’ya giren önemli bir güçle 9 Nisan’da Bağdat’ın, 15 Nisan’da Saddam’ın şehri Tigrit’in ele geçirilmesine kadar fiilen sürmüş, sona erdiği ise 1 Mayıs’ta zamanın ABD Başkanı Bush tarafından ilan edilmişti.
Amerika böylesi bir müdahaleye kalkışma gerekçesini Saddam Rejiminin elinde bulunan kitle imha silahlarına, terör örgütlerine verdiği desteğe ve kendilerinin ülkeye demokrasi getirme istediğine bağlasa da gerçek nedenin ne olduğu hala tartışılıyor. Yapılan çalışmalar, analizler hem bu gerekçelerin hem de işgalle amaçlanan diğer hedeflerin hiç birinin gerçekleşmediğine işaret ediyor.
Ancak Irak’ın, işgal sırası ve sonrasında içine düştüğü istikrasızlık yüzünden her anlamda ciddi kayıplar yaşadığı, 1 milyona yakın insan hayatından olduğu, ülkenin tüm altyapısı yıkıldığı, ülkenin önce El Kaide’ye sonra da IŞİD’e ev sahipliği yaptığı, işgal sonrası için gerçekçi bir planı olmayan Amerika’nın Irak ordusunun tümden terhis edilmesi gibi hatalarıyla...