2019, Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren Versay Antlaşması’nın imzalanmasının 100’üncü yılı. 28 Haziran 1919’da Amerika, İngiltere, özellikle de Fransa’nın başını çektiği ülkeler kendi aralarında aylar süren müzakereler sonucunda kararlaştırdıkları barış antlaşması taslağını Paris yakınlarındaki Versay (Versailles) Sarayı’nda Almanya’ya zorla kabul ettirmişlerdi. Büyük Savaş’ı bitirdiği ve ağır şartları yüzünden Almanya’nın Fransa’ya bir daha tehdit oluşturmayacağı düşünülen bu antlaşma 20 yıl geçmeden bir sonraki büyük savaşa, pek çok tarihçiye göre Hitler’in, Mussolini’nin dünya siyaset sahnesine çıkmasına zemin hazırlamıştı. Ama aynı zamanda görünürdeki mantığı liberalizme dayanan yeni bir dünya düzeni de kurmuştu. İlk ifadesini zamanın ABD Başkanı Woodrow Wilson’un savaş sonrası hedeflerini 8 Ocak 1918’de açıkladığı ve özü serbest ticarete, demokrasiye, kendi kaderine belirleme hakkında dayanan 14 noktada bulan bu yeni düzenin en bilinen tezahürü Milletler Cemiyeti’ydi. Cemiyet, devletler arasındaki savaşları önleyecek, saldırganlığı dizginleyecek, barışın daim olmasını sağlayacak mekanizmalar geliştirecekti. *** Fakat ne yazık ki Milletler Cemiyeti kendisinden beklenen görevi yerine getiremedi. İlk gününden itibaren kurucu iradesinin gücünden mahrum kaldı. Wilson Milletler Cemiyeti üyeliğini kendi ülkesine kabul ettiremedi. Zaten kimse de Cemiyet’in ortak aklına güvenliğini emanet etmeye kalkmadı.