Türkiye’nin Batı ve Doğu komşuları Yunanistan ve İran, bir gün arayla can alıcı anlaşmalara imza attılar. Her 2 anlaşma da yakın ilişki içinde olduğumuz bu 2 bölgede, şimdiye kadar alıştığımızdan farklı gelişmeleri beraberinde getirecek.
2 anlaşmanın gösterdiği ortak gerçek, günümüzde dünya ekonomisine
ve FİNANS sistemine entegre olmanın ne kadar yaşamsal olduğu.
Yunanistan, bu sistemden çıkması halinde başına geleceklerden
dolayı kriz geçiriyor; İran ise yıllardır küresel ekonomik
sistemden uzak kalması nedeniyle düştüğü zor durumdan kurtulma
umudu doğduğu için bayram ediyor.
Yunanistan ve İran
Yunan halkı, kendisine dayatılan kemer sıkma politikalarına hayır
dedikten sonra, Başbakan Aleksis Çipras’ın imzalamak durumunda
kaldığı bir anlaşmayla daha düşük bir refah seviyesinde yaşamaya
mahkûm oldu. Rahat yaşamaya alışmış Yunan toplumu için artık HAYAT
çok zor; bankalarda para yok, insanlar evlerinde domates, patlıcan
yetiştirerek yaşamı idame ettirmeye çalışıyorlar.
İran’da ise anlaşmanın imzalanmasından sonra halk sokaklarda şenlik
yapıyor. Bu anlaşmanın, yıllardır pek çok şeyden mahrum kalmış 76
milyon İranlıyı, uluslararası dev firmaların ürünleriyle
buluşturacağı umuluyor. İranlı bir bakanın dediği gibi “İran,
dünyadan izole olmuş bir adacık haline gelmişti; bu anlaşma ülkeyi
dünya ile buluşturacak, barışa uzanan bir köprü...”
Yunanistan’ın dünyayla uzun yıllardır varolan bu barış köprüsü ise
maalesef her geçen gün bir miktar daha çöküyor!
100 milyar $
Bu nükleer anlaşmayla İran’ın ambargo nedeniyle dış ülkelerde
dondurulmuş 100 milyar doları serbest kalacak ve böylelikle petrol
üretim tesislerinden havayollarına ülkede eskimiş altyapılar,
demode olmuş teknolojiler süratle yenilenecek. Bu ve benzeri
yatırımlardan pay almak isteyen Fransız TOTAL, İtalyan Eni gibi
petrol devleri hiç zaman kaybetmeden temaslara başlamışlar
bile...