Yeni seçilen milletvekilleri, salı günü TBMM’de yemin edecekler ve Meclis çalışmaya başlayacak. Marketten konserlere, akşam davetlerinden iş toplantılarına kiminle konuşsam, erken seçimin telaffuz edilmesini, verdikleri oya hakaret sayıyor ve TBMM’ye gönderdikleri vekillerden koalisyon hükümeti için uzlaşmaya katkıda bulunmalarını bekliyor.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi ve Türk Matematik Derneği Başkanı Prof. Dr. Betül Tanbay, Gezi Direnişi sırasında adını çok duyduğumuz bir sivil toplumcu. İstanbul Hepimizin Girişimi adına Gezi Parkı için dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’la görüşen ilk grupta yer almıştı. Tanbay, şimdi de “Meclis Hepimizin” sloganıyla yeni milletvekillerini, seçmenin kendilerine verdiği görev doğrultusunda sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyor.
Prof. Tanbay’ın çağrısı
Prof. Tanbay’ın, tüm seçmenlerin altına imzalarını atacağı çağrısı şöyle:
“Seçim sonuçları yeni bir dönemi anons etti. Yorucu, adaletsiz, kan ve enerji kaybettiren uzun bir seçim dönemi ardından yeni bir mesaj verildi.
Belli ki, dayatıldığı şekliyle ‘Yeni Türkiye’, ‘çılgın projeler’, Anayasa’nın ve hukukun yok bilinmesi, iktidarın aşırı güç kullanması, parlamenter sistemin değişmesi, yüksek seçim barajı zannedildiği kadar istenmiyor. Belli ki, barış, birliktelik, şeffaflık ve dürüstlük gözüktüğünden de fazla isteniyor. Her seçilen yeni milletvekili, verilen mesajı okumak ve buna göre hareket etmekle mükellef.
- Mecliste oturmaya aday olmak, seçilebilecek tüm milletvekilleriyle insani, medeni, şiddet içermeyen ilişkide olmaya hazır olduğunu ilan etmek değil midir?
- Konuşmaya, düşünmeye, tartışıp çözüm bulmaya açık olmayan insanların, demokratik ve parlamenter bir sistemde aday olmaya da vekil olmaya da hakları var mıdır?
- Aday olmak demek, ülkeyi hükümetsiz bırakmamaya söz vermek demek değil midir?
- Beğenmedik, beceremedik, bir daha seçime gidin demeyi düşünmek dahi mesuliyetsizlik değil midir?