Türkiyenin Kemalist ve fakat Marksist, ilerlemeci olduğu kadar tutucu, sosyalist ama kapitalist, dünya gezmez ve görmez, kendine “aydın” kesiminin akademisyen pelerini altındaki tutarsızlığından söz etmeye devam edelim. Türkiye’yi terör örgütü PKK’ya karşı teröristlikle yaftalayan bir kısım öğretim üyesi hangi verilere dayanarak bu sonuca varıyorlar? Bilimsel sorumluluğun neresinde sebep sonuç ilişkisinin bu denli çarpık bir kestirmedencilikle yapılabileceği düşünülüyor, anlayamıyoruz. Bilim insanı dediğiniz elindeki datayı doğru metodlarla analiz eder ve sonuca ulaşır. Mevzubahis bildiride bunun ne gayretini ne izini görüyoruz. Bilim ve ilim insanı ahlaki sorumluluk sahibi kişidir aynı zamanda da. Ne de olsa bilgi gibi önemli, ührevi, kutsal nasıl tasvir edecekseniz, “değer” addedeceğimiz bir şeyle iştigal eden insan bunun sorumluluğunun yükünü de taşır, bizim dünyamızda. Yerde kağıt parçası, gazete sayfası görünce üstüne bastırmayıp da kaldırtan bir medeniyetin mirasından söz ediyorum ben. Bilgiyi ahlaki sorumlulukla üretmek, nakış gibi işlemek, üzerine titremek ve kullanmaktan bahsediyorum.