ABD siyasetinde yükselen saçmalıktan söz ediyorduk.
Adı Donald Trump. Trump’ı kaale alıyor olmamız da ilk anda
ayrı bir saçmalık gibi gözükse de adım adım başkanlığa
yürüyor olması bunu bir anda saçma sapanlık kategorisinden
çıkartıp yaklaşmakta olan bir reel tehditedönüştürüveriyor.
Olmaz olmaz demeyin, oluverir diyerek bırakmıştık...
Devam edelim. Trump’ın saçmalığı zaman ve mekândan bağımsız
düşündüğümüzde bir şey ifade ediyor. Düşününüz, insanların fiziksel
görünüşleriyle, zihinsel yapılarıyla, cinsiyetleriyle, din ve
kültürleriyle açık açık alay edebiliyor. Ve bu, Amerikan toplumunda
yani ayrımcılığın hukuki, sosyal ve siyasal anlamda her yer ve
zamanda kınandığı bir ortamda kabul görebiliyor. Trump’a karşı
olanların öfkesi ne kadar gerçekse, onun arkasında olanların,
her kırdığı potun arkasından alkışlayanların fazlalığı da bir o
kadar gerçek. Bunlar, ilköğretim kurumundan beri insanların
farklılıklarından dolayı dışlanmasının ne denli kabul edilemez
olduğunu öğrenen bir kitle. Farklılıkları, göze çarpan
değişiklikleri bir kınama aracı değil, bilakis bir zenginlik
vesilesi addetmeleri ile temayüz etmiş bir toplum. Ama Trump’ın
rakamları eksilmiyor, popülaritesi artmaya devam ediyor.
Muhaliflerinin içlerine saldığı korku da...