Başkanlığını yürüttüğüm PAMER’de (Postkolonyal Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi, Üsküdar Üniversitesi) yapmış olduğumuz terör konferansından söz ediyorduk. Bugün terörle yakından ilişkilendirilir hale gelen dinimizin bir “silm” yani barış dini olduğundan, terörün ise ne renginin, ne dininin, ne de ırkının olmadığından bahsettiğimiz sempozyumumuzda, Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez bey de şiddet ve terörün, seküler temellere dayanmasıyla, sözde dini temellere dayanması arasında fark göz etmenin doğru olmadığını ifade etti. Terörün insandan insana, toplumdan topluma, devletten topluma olması arasında fark yoktur. Vahşete dayalı ölümlerin, Şam’da, Bağdat’ta olmasıyla, Paris’te, Brüksel’de olması arasında fark yoktur. Dünya, bu ölümlerin hepsine, şiddetin tamamına, bir mezhep ve coğrafya ayrımı yapmaksızın aynı tepkiyi vermiyorsa, işte o zaman insanlık tümüyle ölüme mahkumdur diyen sayın başkan, bu tartışmaların merkezine oturtulan ve araçsallaştırılan cihad konseptine de değindi.