Bugün içimizdeki İngilizleri yazacaktım malum, ama inşallah diye eklemiştim. Eğer Allah dilerse... Rabbim başka bir şey diledi ve oldu. Önce Hak! Önce tek gerçek! Ve mekeru ve mekerallah vallahü hayrül makiriiiin!
Bir grup eşkıyanın, teröristin hayatımıza yapmaya kalkıştığı müdahale çabasıyla girdik hafta sonuna. Rabbim zamanı nasıl da yaratmış biz kulları için. Uzun ve kısa. Saatler çok uzun ve çok kısa. Dakikalar, saniyeler bir grup eşkıya, bir grup terörist, bir grup gözü dönmüş, bir grup katil, bir grup cani, bir grup cinnetli, bir grup kibirli milyonlarca insanın hayatını karartacak adımları atmaya “yeltenirken” hem çok uzun hem çok kısa zaman. Ben buna darbe marbe demiyorum. Bu bir katliam kalkışması. Kalkışma güzel bir kelime seçimi olmuş. Allah razı olsun sayın Başbakanımızdan, o her zamanki sakin tonunda, ilk kullandığında halk olarak bizlerde karşılık bulan bir mefhum ve bir akşam vaktinde, bir yatsı vaktinde başlayarak “ne oluyor bize?” sorusunu zihninden geçiren milyonlara en güzel şekilde bir bilgilendirme içeriyor “kalkışma” seçimi. Zira çerçeveyi doğru çiziyor, evet bir şey oldu, oluyor, kötü bir şeyler oldu, oluyor, milletimizi, vatanımızı parçalamak isteyenler oldu, oluyor bilgisini veriyor bize ama bence daha da önemlisi geleceğe dair söylediği şey “kalkışma”nın bize, aşıladığı umut, yaptığı geleceğe ait önokuma.