Devlet makinesi man-made dediğimiz insan yapımı bir makinedir. Bir aparat bir enstrümandır. Oluşturulma amacı kendisini üreten insanlara hizmet etmektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın çokça referans yaptığı insanı yaşat ki, devlet yaşasın anlayışıdır bu. İnsan sistemin merkezindedir, insandır en kıymetli olan. İnsandır en olmazsa olmalı bu varoluşsal sistemin. Eşrefi mahlukattır. Dünya, üstü ve altı, havası ve suyu, yiyip içip israf etmeden faydalanmak içindir. Ama burada ince bir çizgi vardır. Kırmızı hatlar çizgisi. Ağacın da hakkı vardı, dağın da toprağın da. Dilin de gözün de hakkı vardır, nefes alan ciğerin de. Çocuğun da vardır, anne ve babanın da. Velhasıl bu emanet gezegende Allahü Zul Celal’ın verdiği hududlar içinde yaşayıp gitmektir yapılacak olan. Haddi aşmadan, kul olduğunun bilincinde mütevazıca.
Bizde çok yakın bir geçmişe kadar, uzun müddet devlet devlet için var oldu. Aslını unuttu, özünü uyuttu ve hep bana hep bana dedi.
Buna karşı verilen bir mücadeledir Erdoğan’ın verdiği. İnsanı yaşatma mücadelesi. Devrim niteliğindedir. Devletten insana geçen bir önem. Devletten vatandaşına geçen bir fokus. Devletin fakir öğrencilere vereceği burslarla ilgili düzenlemeyi veto eden bir Sezer dönemiyle son bulmalıydı o dönem. Sezer Sezar misali devlet yaşasın insan kimciydi adeta.