Şu günler, Cumhuriyet tarihimizin çok önemli günleri. Türkiye, başkanını seçmeye hazırlanıyor. AKP+MHP+BBP ittifakının ardından, Sayın Cumhurbaşkanı, özellikle Sayın Kılıçdaroğlu’nun başkan adayı olarak karşısına çıkmasını ve CHP’nin de bir partiyle ittifak kurmasını istediğini hemen hemen her toplantıda dile getiriyordu. Bunlar yaşanırken Sayın Erdoğan’ın hesaplayamadığı bir şey oldu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun izniyle 15 milletvekili, İYİ Parti’ye geçti. Grup oluştu ve Sayın Akşener’in çok kısa bir sürede 100 bin imza toplamasına gerek kalmadı. Çünkü iktidara göre 100 bin imza bu kadar kısa sürede toplanamazdı!! Ama gelin görün ki, bugün ilk gün olmasına karşın 10 binler imza için yarıştılar. Bu günler, parlamenter demokrasi özleminin ilk ışıkları olsa gerek.
ADİL KOŞULLAR OLUŞTURULMALI Muhalefetteki girişimler bununla sınırlı kalmadı. Türkiye’de ki parlamenter demokrasiyi yeniden oluşturmak adına CHP+İYİ Parti+SP+DP karşı ittifakı kuruldu. Buradaki amaç bütün liderlerin de söylediği gibi, bu yeni oluşturulan hukuksal yapıyla yönetimin, tek adama verilemeyeceğiydi. Bu birlikteliğin ortak noktası buydu. Bir başka açıdan bakacak olursak, esas olan, devamlı dile getirilen eşitlik ilkesi ise, bu seçimlerde başkanlık adayları için adil koşullar oluşturulmalı, en azından Sayın Cumhurbaşkanı’nın elindeki propaganda imkanlarının bir bölümü, karşı başkan adaylarına da sağlanmalı. UMUT OLDULAR… Kamuoyunun artık güçlenen inancına göre 24 Haziran, parlamenter demokrasinin yeniden oluşturulmasının dönüm yıldönümü olacaktır. Fikirlerimizi düşünmeden açıklayabileceğimiz bir sabaha uyanmanın, bizden sizden demeden, adaletin gücünün herkesi eşit oranda sarıp sarmalamasına duyulan özlemin, “Aman ne olacak, her şey zaten önceden belirlenmiş” zihniyetine “Olur mu öyle şey? Demokrasi var bu ülkede” diyebilmenin umudu olmuştur bu ittifak. Ve inanıyorum ki, kürt yurttaşlarımız da bizimle aynı kanıdadır. Kendilerinin de çok değerli bir parçası olduğu ve birlikte yaşadığımız...