Değerli Okurlar, yeni eğitim yılı başladı. Ülkeyi yönetenlere bakılırsa sıfır sorunla başladı. Ancak medyadan takip ettiğimize göre pek de öyle değil. Sınıfların kalabalıklığı ve ikili eğitimin yeniden başlaması hepimizi şaşkına çevirdi. Hele de yerel seçim döneminde iktidar adaylarının seçim meydanlarında eğitim hakkındaki pembe vaatleri hala kulaklarımızdayken… Seçim bitti “şapka çıktı, kel göründü”.
Şimdi diyeceksiniz ki yine mi eğitim, yeter! Yetmedi ve yetmeyecek!.. Geçen yazımda da iddia ettim, şimdi de ediyorum, ülkemin, kim ne derse desin “BEKASI” E Ğ İ T İ M D İ R!
Ülkenin şu an içinde bulunduğu tüm ekonomik ve siyasi sıkıntılar belli bir süreçte çözülebilir, çözülecektir de, çözülemeyecek durumda olan genç kuşağın eğitim eksikliğidir. Ülkenin donanımlı eğitim uzmanları, eğitimdeki bu sorunlar devam ettiği takdirde ülke geleceğinin sıkıntıya düşeceğinin sinyallerini veriyor. İddia edildiğine göre, bütçedeki en çok pay eğitime ayrılıyor. Efendiler, bu ayırdığınız bütçe yetmiyor! Eğer velilerin parasal destekleri olmasa içtenlikle söylüyorum, okullar çok büyük sıkıntılara düşer. Ankara’da otur, okullara emir gönder, “kayıtlarda bağış alınmayacak!” de! Durum oturduğunuz yerden gördüğünüz gibi değil. Sıkıysa bir okul yöneticisi eksikleri iletsin bakalım, ertesi gün tayin!
OECD Raporları’na göre Türkiye’de öğrenci başına düşen ekonomik destek dünya sıralamasında sondan üçüncü. Yine raporda belirtildiğine göre üniversite kontenjanlarının artırılmasına dikkat çekilirken, mezunların iş bulma oranının yüzde 60 civarında olduğu belirtilmekte. Giriş sınavlarındaki başarısızlıklara verilecek sebebin de ne olduğunu doğrusu merak ediyorum.
Hatırlıyorum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile atanan
bakanlar içinde Milli Eğitim Bakanı’nın ismini duyunca çok
sevinmiş, yeni bakanla eğitim reformu kısa sürede başlayacak
demiştik. Ama zaman geçtikçe sevincimiz kursağımızda kaldı. Çünkü
Sayın Bakan da AKP’nin din ağırlıklı eğitimine ayak uydurarak
görevine devam ediyor. Artık giderek tüm ağırlık imam hatiplerde!
Ülkemin yöneticilerinin çoğunluğu da imam hatip kökenli.
Diğer okulların adı sadece gerektiğinde dile getiriliyor.
Geçenlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açık oturumunda
bir AKP’li üyenin Sayın İmamoğlu’nun başkanlığındaki meclis
toplantısındaki konuşmasından doğrusu irkildim. Açıkça kendilerinin
dışındakilere kan kustu, tehdit etti. Sayın İmamoğlu da şaşkınlık
içinde söylenilenleri kınadı. Anladığım kadarıyla AKP sözcüsünün
acısı, İstanbul seçiminin kaybedilmesiyle birlikte belirli vakıf ve
derneklerin kaynaklarının kurutulmasıydı.
Değerli Okurlar; geçenlerde Sayın Ziya Selçuk, Malatya’da “Önder İmam Hatipliler Derneği” kurultayından sesleniyor. “İmam Hatip Okullarımız bu manada vicdanın ve liyakatin, bilim ve teknolojiyle birleşerek insanlığa hizmet etmenin yolunu açıyor” diyor!! Yine Sayın Cumhurbaşkanı, Malatya konuşmasında her zamanki gibi alıştığımız içerikte geçmiş yıllarda din konusunda şunlar oldu, bunlar oldu, neler çekildi yakıştırmalarını yaptı, verip veriştirdi. Daha sonra görüntüye, ön sıradaki Milli Eğitim Bakanı’nın ayakta gülümseyerek alkışlaması gelince, ne kadar saf olduğuma karar verdim. AKP iktidarı, andımızın okunmasını yasaklamıştı. Danıştay bu yasağı kaldırdı. Gelin görün ki bu yasak ilkokullarda devam ediyor.