“Simit almak için sıraya girdim.
Sıra çok kalabalıktı.
20 dakika kadar sırada kaldım.
Hemen önümde bir kız çocuğu ve babası var. Babası gömlek
düğmelerini boğazına kadar düğümlemiş.
Tertemiz giyinmiş ancak kıyafetleri eski.
Ayakkabıları kösele, eski ve yazlık.
Anladım ki güngörmüş bir adam…
Çocuk ikide bir ‘’Hadi baba, acıktım gelmedi mi sıra daha?” diye
söyleniyor.
Sonunda sıra onlara geldi.
Adam bir simit istedi. Çocuk itiraz etti:
“Baba, ben tahinliden de istiyorum.” diye.
Babası “sus!” der gibi sessizce kaşlarını kaldırdı, “Olmaz!” demek istedi.
Bozuk birkaç adet parayı uzatırken paranın bir tanesi yere düştü, tezgahın altına gitti.
Adam diz çöküp aramaya çalışırken,
Simitçi:
‘’Boşver be abi, önemli değil!” dedi.
Baba kısık sesle:
“Abi başka paramız yok, eksik kaldı. Hakkını helal et!”
deyince,
Simitçi; “Oturun sehpaya biraz, sıcak çıkınca ben getireceğim.”
dedi.