Değerli Okurlar, TBMM Başkanı Sayın Yıldırım 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Mecliste parlamento muhabirleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Sayın Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için neden istifa etmediği ile ilgili soruya “Ben çıktığım yoldan geri dönmem” diye yanıt verdi. Ve ekledi; “Anayasanın 94. maddesi tamamen yasama faaliyetleriyle ilgilidir. Biz seçimi konuşuyoruz. Yasama faaliyetleri, aslında Başkanlık Divanının oluşumuyla ilgilidir. Onun son cümlesi, ‘Meclis Başkanı ve vekilleri, mensup olduğu siyasi partinin faaliyetlerine katılamaz’ diye bir hüküm ihtiva ediyor. Konumuz yasama olmadığına, seçim olduğuna göre, acaba bu konuda başka hangi düzenleyici mevzuat var, buna bakmak gerekiyor. Bunlardan biri Siyasi Partiler Kanunu, diğeri Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen kütükleri Hakkında Kanun, diğeri de Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve ihtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun. Bu üç mevzuata gitmek gerekiyor. Mahalli İdareler Seçimi Kanununa gittiğimiz zaman, orada istifa etmemesi gerekenler anlatılıyor. ‘Milletvekilleri, Meclis üyeleri… istifa etmelerine gerek yok’ diyor. Burada Meclis Başkanı geçmiyor ama milletvekili geçiyor. Meclis Başkanı olmak için milletvekili olmak gerekiyor. Dolaylı olarak Meclis Başkanı’nı da istifa etmeyecekler arasında sayıyor.” Değerli Okurlar, yukarıda okuduklarınızdan nasıl bir çıkarımda bulundunuz bilemem. Bana sorarsanız bende istifa etmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Sayın Yıldırım’ın kendine dair hiçbir siyasi faaliyette bulunmadığını belirtmesiyle aklım karıştı. Peki Sayın Yıldırım, size sormak isterim, eğer ortada bir hukuksuzluk varsa YSK’ya gidilir orada karar verilir diyorsunuz, YSK hangi işlere bakıyor? Benim bildiğim, seçim işleriyle ilgilidir. Seçim de siyasi bir olaydır. Yani anlayacağınız siz şu an da siyasetin içindesiniz, bir siyasisiniz. Meclis başkanlığının hiçbir yetkisi yok, bütçesi yok, harcayacağı parası yok, icracı mak...