Değerli Okurlar, geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanı Sn Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde neden gensoru olmadığına dair çok enteresan bir açıklamada bulundu. Sistemin şanzımanı farklıymış!! Otomatik vitesmiş! Bin yıl düşünsem böyle mükemmel bir tanımlama yapamazdım. Gerçekten çok doğru. Çünkü şoför; debriyaj, gaz, fren dengesini sağlamasına gerek kalmadan, gitmek istiyorsa gaza basıp, durmak istiyorsa frene basarak, debriyajın hassasiyetini ayarlamadan, hiçbir karşı güç olmadan yani ne araştırma ne de soru önergesine aldırış edip, Allah ne verdiyse son sürat.
Sayın Şentop, bu söyleminizle, başkanı olduğunuz bu kutsal TBMM’nin kuruluşunu, zaman içinde yaşadıklarını kısaca parlamenter demokrasiyi yok saymış olmuyor musunuz? Zamanında nasıl ki Sayın Binali Yıldırım, kendi Başbakanlık statüsünü yok etmek pahasına Cumhurbaşkanlığı sistemini savunmuştu, inanın dediğinizin bundan hiçbir farkı yok. Anayasal referandum sürecinde hep bir ağızdan Türkiye uçacak deniyordu ama siz uçurmaktan vazgeçip otomatik şanzıman deyip yere indirdiniz .
Peki, bu bir yıllık cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi boyunca siyasi ve ekonomik açıdan iyi giden bir kaç örnek verebilir misiniz? Sakın vermeye kalkmayın, çünkü bu sistemde olan aksaklıkları Sayın Cumhurbaşkanı bile dile getirdi. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı ile de sınırlı kalmadı bu söylenenler, AKP’li milletvekilleri hatta bu partiye gönül vermiş ağabeyleriniz bile, bu sistemin Türkiye’yle uyumlu olmadığını değişik ortamlarda dile getirir oldular. Doğru da düşünüyorlar, bu elbise bu bedene uymadı, sırıttı.
Değerli Okurlar, Cumhuriyet’in kuruluşu ile laik, demokratik, parlamenter sistem, bu ülkeyi uzun yıllar boyunca uluslararası saygın boyutlara taşıyarak çok güzel yerlere getirdi. Zaman zaman demokrasi, askeri darbelerle askıya alınsa bile bu ülke kısa sürede esas gerçeğine yani parlementer demokrasi de yerini aldı. Sorarım size, neyi eksikti parlamenter sistemin?
Ülkemi yönetenler, bir yurttaş olarak şu anda ülkemin içinde bulunduğu durum değil yüreğimi sızlatmak, hançer yarası gibi canımı acıtıyor. Çocuk katili PKK’nın yine azmış bir biçimde Mehmetçikleri şehit etmesi, Güney’de Suriye’nin kuzeyinde TSK’nın mücadelesi, Doğu Akdeniz’deki içinde bulunduğumuz durumlardan söz etmiyor , bir üst düzey yönetici konuyu neye bağlıyor dersiniz? “Otomatik şanzıman”!
Sözde müttefik ABD’nin emperyalist düşünceleri ve uzun süreden beri yaptıkları planlamalar gereği biz, Suriye bataklığına itildik. O bebek katillerini oraya yerleştirip, aklınca petrol koridoru açacak ve İsrail’e arka çıkacak. ABD, koridor moridor hayal, karşınızda Türkiye Cumhuriyeti var. Aklınızı başınıza alın.
Adam bize diyor ki Suriye’de ne işiniz var? Bizi oyuna getirerek sen soktun! Biz hudut komşusuyuz, esas senin ne işin var binlerce kilometre uzaktan? Yetti, senin dünyayı karıştırdığın gibi gittiğin yeri de kan gölüne çeviriyorsun. Bunlar yetmedi, uyduruk şeyler yaratarak Afganistan, Pakistan, Kuzey Irak, Arap baharı diyerek Kuzey Afrika’yı da ateşe attınız. Rahmetle andığım Sayın Erbakan bir söyleşisinde, ”Bir gün Batılılar, Suriye diye ayağa kalkarsa, sakın inanmayın esas amaç Türkiye’yi parçalamak olacaktır” demişti.