Ülkemi yönetenler; artık dünyada kim dostumuz, kim değil bunu ayırt etmenin vakti geldi. Yıllardır müttefikimiz dediğimiz NATO üyesi olan ülkelerin sadece Suriye konusunda değil aynı zamanda Doğu Akdeniz konusunda da nasıl karşı saflarda kenetlendiğini hep birlikte görüyoruz. 1950 yılında Marshall Planı ile ülkeye giren Amerika ve zamanında batının yaptığı sinsi planları bugün daha iyi anlıyoruz. Batının emperyal güçleri, sözde dost gibi görünüp ülkeyi karıştırmak için, uzun yıllar sapkın ideolojilerin arkasında değil, bizzat içinde yer aldılar. Yetmedi türlü siyasi oyunlarla bizi Suriye konusunda ABD’den taraf yaparak, 4 milyon Suriyeli göçmeni ülkeye almak zorunda bıraktılar. Bu göçmenlerin gelişi, bugün içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıların en önde gelen nedenidir. Bu sıkıntının ülkeyi ne duruma getirdiği de apaçık ortadadır. Yapılan bu harekat ne yarar sağladı sağlamadı, değerlendirmesini siz değerli okuyuculara bırakıyorum. Ama pek tabii ki bu harekatta, tüm ülke yurttaşları olarak devletimizin arkasında olmak görevimizdir. Değerli Okurlar; nasıl oyunlar oynanıyor akıl erdirmek mümkün değil. PYD’nin ağır silahlı unsurları temizlendi ve 30 kilometre aşağılara çekildi deniyor. Gelin görün ki medyadan öğrendiğimize göre, Suriye sınırına yakın kentlerde polis görevi yapanlar duruyormuş. Bu yetmezmiş gibi kent yönetimleri de PYD ve YPG’nin elinde olup, kırsalda ise Türkiye-Rusya devriye görevi yapıyormuş. Biz dünyaya bir türlü bu örgütlerin terör örgütü olduğunu, Kürtlerle asla bir sorunumuz olmadığını, onlarla et tırnak olduğumuzu anlatamadık. İşte diplomasi özellikle bu gibi durumlarda çok önemlidir. Ülkemi yönetenler bunu kavrayamadığı için, önemli değerlerimizi “MONŞER” diyerek dışladılar. Bugün dış işleri temsilcilerimizin hangi kriterlere göre atandığı açık ve net ortada. Bir de bu yalnızlığımızda sözde yanımızda duran Rusya, hem nalına hem mıhına vurarak, işi götürüyor. Bu katillere Rusya bile terörist diyemedi.Yetmedi Putin’in Dışişleri Bakanı Lavrov ne...