Değerli okurlar, geçen haftaki “Kurultay Öncesi” başlığını taşıyan yazımdan sonra çeşitli geri dönüşler aldım. Olumlular için teşekkür ediyor, olumsuzlara da cevap vermek istiyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, her iki yazımda herhangi bir adaya yandaşlık için yazılmamıştır ve asla da böyle bir durum olamaz. Eğer bir yandaşlık aranacaksa illa, bu laik demokratik cumhuriyet ve CHP yandaşlığıdır.
Futbolda alışılagelmiş bir eleştiri vardır. Bir takım ligde çok başarılı durumdadır ama gelin görün ki, yönetim kurulunun yaptığı yönetim kusurlarını dile getirmeye kalktığınızda şöyle bir duruşla karşılaşırsınız. “Kardeşim sen nasıl bir taraftarsın? Takım şampiyonluğa gidiyor, amacın ne?” Veya takım ligde çok kötü durumdadır, siz yine yönetim kurulunun yanlışlarını yüksek sesle söylersiniz tekrar aynı tepkiyi alırsınız. “Kardeşim sen nasıl taraftarsın? Şimdi eleştirinin zamanı mı?”
Değerli Delegeler, gün artık gerçeklerin tüm açıklığıyla ortaya konma günüdür. Hafta sonu CHP’nin yapılacak kurultayı, bir kez daha üstüne basa basa söylüyorum, hem Türkiye’nin geleceği hem de laik demokratik cumhuriyet açısından büyük önem taşımaktadır. Eminim sizler de bunun farkındasınızdır. Bu koşullarda cumhuriyetin kurucu partisindeki başkan ve yönetsel eksiklikleri dile getirmeyelim mi? Bir kez daha vurgulamak isterim ki, CHP’nin, bu ülkenin aydınlık yüzü olması gerektiğine tüm yüreğimle inanıyorum. Bu aydınlık yakalanamaz ve önümüzdeki seçimlerde de başarı sağlanamazsa, zaten eleştirecek bir konu da kalmayacaktır.