21 yılı aşkın bir süredir ülkeyi yöneten bu iktidarın, gittikçe artan Arap sevdasını anlamakta zorlanıyorum. İlginç olan da, bu sevda aşılanması, sessiz sedasız tarikat, cemaat okulları ve yurtlarındaki çocuklara yapılmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, Laik, Demokratik, Sosyal, Hukuk devletidir. Bu ilkeler ışığında, yapılan seçimlerle, seçkinler iktidara gelirler. Her yönetime gelen göreve başlamadan, TBMM’de Laik, Demokratik, Sosyal, Hukuk devleti yasalarına sadık kalacağına namus ve şerefi üzerine yemin eder.
Ama gelin görün ki, yönetimin bu yemine sadık kaldıkları söylenebilir mi?.
Artık bu Arap sevicilik o denli ileri boyutlara vardı ki, Sadat adlı bir kuruluş, konukları arasında Diyanet İşleri Başkanı’nın da bulunduğu bir toplantı düzenliyor. Bu toplantıda Adnan Tanrıverdi (TSK’dan emekli general) 61 İslâm ülkesinin birleşmesini ve yeni bir İslam Anayasa’sını öneriyor. ‘’İslam Birliğinin oluşması çağın zaruretidir’’ diyor. Kuruluşun adı ASRİKA (İslam Ülkeleri Birliği Konfederal Cumhuriyeti). Kurulacak İslam Cumhuriyeti’nin Başkenti İstanbul, Cumhuriyet’in resmi dili Arapça.
Peki bu toplantı ne anlama geliyor?. Bu toplantı ile Cumhuriyet’e meydan mı...