Bu deprem değil, bir tür küçük kıyamet. Acılar büyük, kayıplar ise her geçen gün artıyor.
Daha önce bu depremin bir örneği olan 1999 depremini yaşamıştık. Bu depremde de büyük kayıplar verirken çok acılar çekmiştik. O depremde çok kısa sürede başarılı organizasyon ve kısa sürede TSK’leri ve yüce yürekli yurttaşlarımızın yardımları ile yaralar kısa sürede sarılmıştı.
Bu acıların yaşandığı bu günlerde ise tüm ulusça birlik ve beraberliğimizi koruyarak yaralarımızı sarma uğraşı verirken iktidar sözcüsü Ömer Çelik 1999 depreminin yaşandığı o günlerdeki bir gazete yazısında, o günkü başarılı iktidarı yerden yere vururken, bu depremin ilk günü “Cumhur ittifakı olarak …….” deyip söze başlıyordu. Avrupa’daki bir başkonsolosa yardım yapma isteği iletildiğin de “Diyanet Vakfı” diye adres gösteriyorsa başka bir açıklama yapmaya gerek olmadığı kanısındayım.
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bizler ekranlarda izlerken, deprem bölgesindeki çaresizlikler, kayıpların acısı ve dondurucu soğuğu yaşıyor.
Değerli Okurlar; Ahmet Ermiş isimli yurttaş hepimiz adına durumu özetlemiş. Sizlerle paylaşıyorum.
BİR VARMIŞ BİR...