Değerli Okurlar, sosyal medyada rastladım, kim yazmış, kime
yazmış inanın bilemiyorum. Kim yazdıysa, eline yüreğine sağlık çok
güzel yazmış. Hazır Kurban Bayramı da gelmişken içinizi çok
sıkmadan, bu yazıyı sizinle paylaşayım, dedim. Keyifli bir bayram
dilerim hepinize…
“Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat
buldukça okuyorum.
Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden
yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhalde lise ve üniversite
öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini
çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim.
Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak
ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak
istiyorum.
Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok,
yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu?
Ülkenin başını belaya sokan olayların baş aktörleri genelde gençler
mi, yoksa yetişkinler mi?
Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için
dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte
gençlerin hayallerini çaldı ve geleceğimizi çürüttü. Bu soruları
çalanlar lise öğrencileri miydi?
15 Temmuz’u planlayanlar kaçıncı sınıfa gidiyordu?
Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler hangi
üniversitede okuyor?
Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi?
Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime
küfredenler kaç yaşında?
Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde bel üstüne
çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu?
Lütfen artık gençliğe laf söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın
ve “Sizler bu ülkenin geleceğisiniz!” gibi klişe sloganlardan
vazgeçin.
Çünkü sizler bu ülkenin bugünüsünüz. Siz yaşadığınız günü bile
kurtaramazken, yarınları kurtarma işini niçin bize ihale
ediyorsunuz?
Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu
dizilere reyting rekoru kırdı...