Başkalarının yaptığı gibi birçok insanı katleden, katli emrini veren, Türkiye’deki birçok bombalı eylemin ve masumun üzerinde kanlı izleri olan kişilere methiye düzenlerin seviyesine inip onları eleştirmeyeceğim. Yaptıklarını tartışmaya bile açmayacağım. Çünkü bizim en büyük hatamız başkalarını eleştirmek için harcadığımız zaman. Bu hataya başka bir şey daha ekliyoruz; başkalarını eleştirdiğimizde hayatın normale döndüğünü, yaşamın olağan seyrinde devam edebileceğini düşünüyoruz. Bu gaflet de bizi rahatlamaya götürüyor.
Evet, bir liberal yazarımız Fehman Hüseyin için çok da ilginç bir güzelleme, arkasından çok da ilginç bir methiye yazabilir. Bunu, eleştirebilirsiniz. Bunu, teröre destek kapsamına sokabilirsiniz. Bunu, uzun uzun tartışabilirsiniz de. Ama bu, bizim ne sorunumuzu çözecek ne de kayıplarımızı engelleyecek.
Benim sorunum, bu vatan uğruna feda edercesine kendisini öne atan gençlerimizin durumu. Benim sorunum, Fehman Hüseyin değil; 20’li yaşlarda benim yaşamam için hayatını feda eden Mehmetler, Ahmetler ve niceleri. Benim derdim ve mücadelem;
Onları hayatta tutma…
Bu ülkenin kardeşliğini ve birliğini koruma...
Geleceğimizi kurtarma…
Geleceğimizin daha güzel ve kardeşçe yaşanacağı bir ülke yaratma.
Bunu, liberal gazeteciyi eleştirerek yapma şansına sahipsek oturalım hep beraber eleştirelim. Ama inanın buradan kimseye bir fayda çıkmaz. Asıl yapacağımız şey, birisinin yaptığı olumsuzluğu ortadan kaldıracak çok daha güzel bir işi başarabilmek ve konuştuklarımızı hayata geçirecek çalışmaları yapmak.
Benim kahramanlarım, arslanlarım, benim için hayatını feda eden bu vatanın evlatları... Ben size güzelleme yapamayacağım; sebebi ise yetmeyeceğini bilmek.
Ünlü şairimizin dediği gibi:
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i...
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın.
Bu dizelerin üzerine benim yazacağım bir şey zaten olamaz.
Sizin için yapacağım şeyler, bize emanet ettiğiniz bu vatan toprağına daha fazla sahip çıkmak. Sizin bıraktığınızdan çok daha güzel bir ülke yaratmak. Tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti, kimseye borcu olmayan, herkesin gıptayla baktığı bir ülke yaratmak. Herkesin birbirini sevdiği bir ülke oluşturabilmek.
Evet, bu delikanlılar yalnızca vatan toprağını kurtarmak için uğraşmadılar. Vatan toprağının üzerinde bir ülke yaratmak için bize bir fırsat daha sundular. Evet, vatan toprağı yerinde duruyor. Bu yalnızca bu mücadelenin birinci kısmıydı. Eğer bu vatan toprağının üzerinde anlamlı bir ülke yaratamazsak, taşın üzerine taş koymamış oluruz.