Fırat Kalkanı harekatının başlangıcından bu yana yaşananları bir düşünün. TSK ve MİT tarafından icra edilen bu operasyon başlangıcından bugüne kadar içten ve dıştan dinamitlenmeye çalışıldı.
DAEŞ görünümlü bir şer cephesiyle ilk günden çatışılmaya başlandı. Zaman zaman siyasi zaman zaman da askeri anlamda zorluklarla boğuşmak durumunda bırakılan Türkiye Cumhuriyeti geri adım atmaya zorlandı.
Zamanı geldi ‘tek başına kaldınız’ mesajı verildi, zamanı geldi tespit edilemeyen uçaklarla vurulduk, zamanı geldi DAEŞ cesaretlendirilerek üzerimize salındı, zamanı geldi Esad ve havarisi cepheyi yarmaya çalıştı.
Bunları yaparken de Türkiye tam anlamıyla yedi düvelle asimetrik savaşın kralını yürüttü.
***
Bunu başarmasındaki en önemli sebep halkın büyük çoğunluğunun siyasi otoritenin verdiği kararın arkasında bir duruş sergilemesiydi.
15 Temmuz’u yeni yaşamış bir ulus kendine giydirilmeye çalışan kefenin farkına vardı ve refleksini Fırat Kalkanı’yla gösterebildi.
Bugün Mümbiç’te yaşanacak olaylar El Bab’dan daha fazla ve karışık olacaktır. Askeri anlamda daha kolay bir harekat yürütülecekken siyasi anlamda asimetrik savaşın ne olduğunu bize göstermeye çalışacaklar.
Bu süreci doğru yönetmek istiyorsak Mümbiç’te bize cephe açacaklarını düşünenlere sınırın 911 kilometre olduğunu hatırlatmakta yarar var.