Yıllar önce ustalığın ve tecrübenin ne olduğu ile ilgili çok
güzel hikayeler anlatılırdı. Birisini de sizinle paylaşmak
isterim.
Çok büyük bir fabrikanın içinde hayati önem taşıyan makinelerden
birisi arızalanır. Yetiştirilmesi gereken acil siparişler vardır.
Bütün mühendisler makinenin başına toplanarak arızanın ne olduğunu
bulmaya çalışırlar.
Zaman şirket aleyhine çalışmakta ve arızalı makine yüzünden üretim
yapılamamaktadır.
Sonunda eski ustalardan birisi mühendislerin yanına giderek bu
makineyi onaracak kişiyi tanıdığını söyler. Herkes kim olduğunu
sorar ve hemen çağrılmasını isterler. Ustabaşı mühendisleri bir
konuda uyarır. Getireceği kişi çok yüksek ücret almaktadır. Bunu
duyunca patrona sormak zorunda kalırlar. Patron zararın
büyüklüğünün farkında olduğundan hiç düşünmeden çağrılmasını
ister.
Neyse bizim önemli adam arızalı makinenin başına bir şekilde
getirilir. Tamirci makinenin etrafında biraz döner ve ardından
eline aldığı çekiçle bir noktaya sertçe vurur. Makine hamlenin
ardından birden çalışmaya başlar. Mühendisler ağızları açık şekilde
tamirciye bakmaktadır.
Ardından birisi tamirciye dönerek “Usta aldığınız 50 bin lira bu
kadar kısa süren bir işi için fazla değil mi?” diye
sorar.
Tamirci gülerek “Haklısınız” der. “İş için aldığım ücret bin lira,
geri kalanı nereye vurmam gerektiğini öğrenmem için harcadığım
tecrübenin karşılığı” der...