Gecenin o zifiri karanlığında yok olmak... Bu tabiri daha çok aşk temalı filmlerde duyarsınız. İnsanlar çoğunlukla gecenin gizeminde yıldızlara bakıp sessizliğin keyfini sürer. Kafasında berraklaşan konuları ise o anda ruhunda hissetmeye başlar.
Peki, yurt dışında, El Bab’da bir askerseniz gece size neyi ifade eder? Anlatalım. Geceye hazırlık, bir asker için hayatta kalmak amacıyla her gün yaşaması gereken bir kabus anlamı taşır. Zifiri karanlıkta bırakın gözlerini kapatıp kaybolmayı, en ufak bir karartıyı görebilmek için o gözleri açık tutmaya çalışmak demektir. Her geçen dakika göz kapaklarının ağırlaşmasına inat, uykuya direnmektir.
Silahının termal kamerasından sahayı gözlemleyerek uyumsuz bir nesneyi ayırt etmeye çalışır. Zaman zaman gözünü kapatıp ne kadar daldığını fark etmediği anlarda ise içinde kopan fırtınayı görmeniz gerekir. Sanki dünyanın en büyük suçunu işlemiş gibi ruhunda volkanlar patlar, bir daha göz kapaklarına yenilmeyeceğine söz verir. Ama bu sözü tutmak zannetmeyin ki o kadar kolaydır. Çünkü her gün saat 17:00 gibi başlayan ve ertesi günün ilk ışıklarının göründüğü saat 07.30’a kadar süren bir rutin, ama kolay olmayan bir yolculuktur onunki. O süre zarfında doğa değişir, iklim değişir, belki düşman bile değişir, ancak görev değişmez. Geceyle gündüz arasındaki o korkunç ısı farkı arasında geçirilen bir yolculuktur onunki. İçinde kopan fırtınaları bastırmaya çalışarak, nefsi ile mücadele ederek geçirilen uzun gecelerdir onun yaşadıkları.