Geçen gün Habertürk’te Suriye politikasından bahsederken etki ve ilgi alanı ile ilgili bir konuşma yapmıştım. Bugün de onu yazıya dökerek tarihe not düşmek gerekiyor diye düşünüyorum. Hasan Köni hocamız KHO’da uluslararası ilişkiler konusunda derslerimize girerdi. Bu dersler sırasında özellikle bahsettiği iki temel kavram dikkatimi çekmişti. “Etki ve ilgi alanı” ve “milli güç unsurları”.
***
Hoca dersi kısa ve net anlatırdı. Somut örnekler üzerinden gittiği için de çok anlaşılırdı. ‘Her ülke birçok olayla ilgilenir ama sorun ilgilenmesinden öte ne kadar etki edebildiği ile ilgilidir’ derdi. Bunu söylediğinde yıl 1985’ti.
Türkiye o dönemde ilgi alanını da iki kutuplu dünya düzeni nedeniyle çok derinlikten geçiremiyordu. İki kutuplu düzen, sınırları net olarak çiziyordu. Bu düzen bir anda dağıldığında Türkiye ilgi alanını arttırmaya başlamıştı. Ama bu sefer de önüne çok büyük gerçek çıkmıştı, etki alanının sınırı ilgi alanını kapsamıyordu. Bunun sebebi de milli güç unsurlarındaki yetersizlikti. Askeri, ekonomik, siyasal ve sosyolojik unsurlar etki alanını kısıtlıyordu. Tarihi birçok fırsat o dönemde ellerimizin arasından sıyrılıp gidiyordu.
Şimdi geldiğimiz noktada, milli güç unsurlarındaki zaafiyetlerimizi azaltarak etki ve ilgi alanı dairelerini birbirlerine yaklaştırmaya çalışıyoruz.
Bütün devletler birbirlerinin bu sınırlarının nereden geçtiğini çok iyi bilirler. Bu nedenle de hangi konuşmanın tehdit, hangisinin palavra olduğunu buradan anlarlar. Örneğin, bir ülkeyi vurmakla tehdit edersiniz ama elinizde o menzilde bir uçak veya füze sistemi yoksa bu tehdit açıkçası herkesin güldüğü bir konunun ötesine geçmez.