Sıklıkla bahsetmeye çalışıyorum; Anadolu’yu gezmemin bana en büyük faydalarından bir tanesi yaşanan güzellikleri, sıkıntıları, özverileri, kahramanlıkları yerinde görme fırsatı vermesi. Konferanslarım dolayısıyla yaptığım gezilerim sırasında en çok rastladığım insanlar da, tabii ki meslekleri gereği polisler. Polisler çoğunlukla sır vermeyi sevmez, problemlerini içlerinde yaşamayı tercih ederler. Ama hem barikatlar döneminde hem de daha öncesinden aramızda oluşan ağabey-kardeş ilişkisi nedeniyle zaman zaman dertleşme fırsatımız oluyor. Bu fırsatlar sırasında edindiğim bilgileri de sizlere aktarmak benim boynumun borcu. Sizler de bu muhabbetlerden ortaya çıkanları okuyup, bilgi sahibi oluyorsunuz.
Geçmiş yıllarda özellikle PKK’nın yapılanmasının farklı olması nedeniyle şehir merkezlerinde terör olayları bu kadar yüksek boyutta değildi. Çoğunlukla dağlık arazide TSK ve jandarma unsurlarıyla bu operasyonlar yürütülüyordu. Zaman zaman özel harekat polislerinin desteğini de dağlık arazide görüyorduk. Ama PKK’nın özellikle Suriye ve Irak’ta öğrendiği meskun mahalde çatışma kültürünü yansıtma durumu açıkçası polislerin mesleki yüklerini anormal şekilde artırmış durumda.