Çocuklar teravihin çiçeğidir. Namazda kıkırdarlar, koşarlar, oynarlar… İşte çocukların ramazanı bu; sevimli bir yumurcağın namazda gülmemek için kendini zor tutması, sonra bir anda boşalıp kahkahayı salıvermesi, aklına estiği gibi rükûya, secdeye varması, sahura kaldırılmak için yalvarıp yakarması, ya kaldırmazlarsa deyip sahura kadar uyumaması… Hepimiz bu çocukluğu yaşadık, namazda kıkırdadık, sağa sola bakındık. Cemaat arasında celâllenen de olurdu, bizi seven, yanağımızı okşayan da. Celâllenen asabî amca, bağırır kovardı çocukları camiden!.. Azarı işiten yumurcakların gözleri dolar, mahcubiyetle dışarı çıkarlardı…
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, geçen hafta bu celâlli amcaları uyarmış; ‘Camiye gelen çocuklar ister oynasın, ister koşuştursun. Onların hafızasında kötü iz bırakan müdahale kabul edilemez. Biz secdeye eğildiğinde çocuk sırtına bindiği için secdesini uzatan Peygamberin ümmetiyiz’ demiş. Ne güzel!..
***