Kağıt üstünde baktığımızda ağır favori Beşiktaş'tı fakat futbolcular sahaya çıkıp oyun başladığında ilk 45 dakika böyle bir üstünlük ve favori oyunu göremedik. Tabii ki oyuncu kalitesi olarak Babel farkı önemlidir ama oyuncudan daha çok oyun farkından kaynaklanıyordu iki devre arasındaki fark. Sarpsborg'un bireysel beceri ile değil takım birlikteliği, fizik kalite ve koyu mücadele ile kendini ifade edeceğini biliyorduk. İlk yarıda tam da onların istediği gibi bir oyun oldu. İlk 45 dakikanın karakteri fizik kalite ve mücadele idi. Bunu ne ile yenebilirdiniz? İkinci yarıda olduğu gibi kalite farkı ve beceri ile... İkinci yarıda galibiyeti getiren faktör de bu oldu.
Babel vurur gibi yaptı, sola harika çekti ve topun altına girerek golü attı. Bu golden sonra oyunun bütün resmi değişti ve 3-0'a gelen oyunu gördük.
Beşiktaş'ın ilk yarı yapamadıklarından çok bardağın boş tarafına bakacak olursak bu seviyede bir takıma 3-4 pozisyon vermesi düşündürücüydü. Bu Avrupa Ligi maçından pazartesi derbisine neler taşıyabiliriz diye bakınca 'Cezalı Medel'in yerine kim oynayacak?' diye sorabiliriz. Ben Tolgay Arslan oynayacak diyorum. İkinci soru ise pazartesinin santrforu bu maçın sonunda Larin olacak mıdır? Bana göre bu çok büyük bir soru işareti.
Bir kalecinin en önemli görevi bu tip güç farkı olan maçlarda karşılaşmayı 0-0'da tutabilmesidir. Karius da gelen her pozisyonda yaptığı doğru işler ile Beşiktaş'a bu katkıyı yaptı. Şu ana kadar üç maçı var ki Karius'un, bana göre çok olumlu görüntüler sergiledi.