Bayern Münih deplasmanında alınan 5-0'lık yenilgi sonrası
aslında dün gece Vodafone Park'ta oynanan rövanşa bakış açısı da
belliydi. Şenol Güneş'in ilk 11'ini gördüğümüz zaman, hatta bir gün
öncesinde hocanın basın toplantısında verdiği ipuçlarıyla bu durum
tahmin edilmişti. Süper Lig'de son 9 haftaya girilirken ve
şampiyonluk iddiası varken, kaybedilmiş bir Şampiyonlar Ligi maçına
böyle bir tercihle çıkmak hiç de yanlış değildi.
İlk maçın skoruna rağmen tribün coşkusu her zamanki gibiydi...
Ancak tribünler, kendilerinden alınacak güçle fark yaratacak bir
takımı sahada göremedi. Beşiktaş'la kıyaslandığında, Bundesliga'da
açık ara fark yapan Bayern Münih ideale yakın kadrosuyla sahadaydı.
Şartlar ne olursa olsun futbol zevkli bir oyundur.
Alman ekibi de Vodafone Park'ta bulduğu güzel zemini iyi
değerlendirdi.
Gollerini attı. Beşiktaş, taraftarına en azından bir gol sevinci
yaşatmayı istiyordu onu da Love'la buldular.
Ama Şampiyonlar Ligi buraya kadardı ve bu sezon için nokta
kondu.
Dün akşamki karşılaşmayı teknik olarak değerlendirmek çok zor.
Şenol Hoca, hafta sonu oynanacak maçı da düşünerek Talisca'yı,
Atiba'yı ve Babel'i sonradan oyuna aldı. Doğrusu da buydu. Bu sezon
fazla şans bulamayan Necip ve Mustafa Pektemek gibi isimler dün
sahada sırıtmadılar. Benim en çok beğendiğim oyuncu Oğuzhan
oldu.
Orta sahadan hücuma geçişteki yaratıcılığını bir kez daha Şenol
Hoca'ya hatırlattı. Çünkü son dönemde 11'e fazla giremiyordu. Hatta
hafta sonunda Başakşehir'e karşı da oynayıp oynamayacağı soru
işareti.
Beşiktaş, Avrupa maçlarında yeni stadında hiç yenilgi görmemişti,
belki bu seriyi sürdürebilirdi ancak bunu başaramadı. Geriye dönüp
baktığımızda ilk maçtaki o kırmızı kartı hep hatırlayacağız
herhalde.
Beşiktaş orada 10 kişi kalmasaydı belki dün oynanan maç çok farklı
olabilirdi.
Siyah-beyazlı takım için artık asıl hedef Süper Lig şampiyonluğu.
...