Bayern Münih maçı öncesi en çok merak edilen şey Şenol Güneş'in
nasıl bir kadro ile maça çıkacağıydı. Herkesin bir düşüncesi vardı.
Mesela ben Quaresma ile başlamayacağını düşünüyordum... Ama Gökhan
Gönül'ü yedek soyundurması ve Adriano'yu yerinde oynatmaması soru
işaretiydi... Sonuçta oyuncularını en iyi tanıyan isim Şenol Güneş
ve kendince bir planı vardı.
Maçı anlatırken kadrodan değil, hiç de fena gitmeyen Beşiktaş'ta
Vida'nın atılışının tüm dengeleri değiştirdiğini
söyleyebiliriz.
Bayern Münih deplasmanının ne kadar zor olacağını zaten biliyorduk
üstüne bir de Vida'nın kırmızısı ile 10 kişi kalış tamamen oyunda
mahkumiyeti getirdi ve maç tek kaleye döndü.
Bundan sonra gidip yapabilecek bir golü değil de yemememiz gereken
golleri konuşmaya başladık. Almanya'da Bayern Münih karşısında 10
kişi ile rövanş için avantajlı sonuç almak zordu, öyle de oldu.
Zaten oynamasını beklemediğim Quaresma'nın 90 dakika oyunda
kalmasına da çok şaşırdım.
Caner-Gökhan değişikliği ile Şenol Hoca neyi planladı onu
anlayamadım. Ama maçı tüm özeti dediğimiz gibi Vida'nın
atılmasıydı.
Bundan sonra ayakta kalmak çok zor işti ve olmadı. 5-0'lık sonuçtan
sonra "Futbol bu her şey olabilir" gibi cümleler kullanmak
imkansıza konuşmak gibi olur. İkinci maç artık mümkün olmayan bir
rövanş gibi görünüyor.
Rövanşta eleneceksiniz ama bir şekilde böylesine imkansız şeylerde
de ayakta kalınması gerektiğini göstermesi gerek futbolcuların.
Futbolculuk dönemimizde biz de Dinamo Kiev'e aynı sonuçla ilk maçta
5-0 yenilmiştik. O zaman hocamız olan Milutonovic, ikinci maçta
şöyle bir konuşma yapmıştı bize... "Futbolda her şey olur, hiç
bırakmayın asılın gibi lafları geçin. Bugün bu takımı elemeniz
mümkün değil ama bana nasıl futbolcu olduğunuzu değil, imkansıza
karşı nasıl mücadele ettiğinizi ve nasıl bir insan olduğunuzu
gösterin" demişti. Beşiktaş da rövanşı aynen bu mantıkla
oynamalı.