Ağaçlar hakkında şiirler şarkılar yazdıysa da, insan ağaçlar gibi olamadı pek. Kolay değil öylece güneşin, yağmurun, karanlığın içinde ayakta durmak. Bu yüzden “bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine” dizesi de sık sık anılsa bile, pek eyleme geçmeyen bir söyleyiştir. Yine hutbeler dâhil sık sık işittiğimiz “Kıyamet koparken bile elinizde bir fidan varsa onu dikiniz” fermanı da “amenna” dediğimiz ve fakat sonra kendi küçük kıyametlerimize gömülüp unuttuğumuz başka bir gerçeklik. Havalar sıcak, ne yaparız? Ormana gideriz, ağaçlar bize siper olur ve biz onlardan elde ettiğimiz kömürü yakarız onların önünde, havayı tütsüleriz. Beşik ağaçtan, tabut ağaçtan, gel ağacı düşünelim yeni baştan. Ağaca aç çıkıp tok inebiliriz. Ağaçları kesip açtığımız alana betonlar kondurabiliriz. Yaparız bunu, yaptık yine yaparız yani. Bir ağaca sarılıp ayrılmak isteyebiliriz dünyadan ve dünya olan her şeyden.