Şimdi yine var mıdır, bilmiyorum; Eskiden şöyle haberler duyardım: Kırmızı bibere kiremit tozu kattı, portakala su enjekte etti vs… Buradaki hiç anlamadığım şey şuydu: Bir insan bunu neden yapar, bu saçma enerjiyi nereden bulur, anlamsız bir sonuç için bu kadar çabaya nasıl katlanılabilir? Sorunun içinden çıkamadığım için, cevabın içine giremezdim. Şunu da anlamıyorum: İnsan dikkatinin süresi 15 dakika imiş. Peki o halde dersler niçin 40 dakika? Derslerin 15 dakika, teneffüslerin yarım saat olması gerekmez mi? Dünyada her gün en az 50 ciltlik bilgi üretiliyor. Neyi, nasıl takip edeceksiniz? Kim bütün bunların analizini yapacak, özetini çıkarıp hap yapacak? Bir şeyin sürdürülebilir olması sürdürülemezse o şey kopar mı, sürüklenir mi? Hayvanların gökdelen yapma becerisi olsaydı acaba dünya nasıl bir yer olurdu? Kesin inançlılar ile kesin inançsızlar tenis maçı yapsalar kim kazanır, niçin? Bu soruyu sadece “niçin” kelimesini kullanmak için sorduğumu itiraf ediyorum. Tabii ki iyi oynayan kazanır. “Herkes değişebilir. Bunun neyini anlamıyorsunuz dostum?” dedi metrodaki adam kendi kendine. Sonra bir kahkaha attı. Sonra da etrafına bakıp “pardon” dedi. Hüzünlüydü.