Çünkü dışımızdaki pencereden bakmadan önce/bakarken/ve baktıktan sonra içimizin açık ya da kapalı pencerelerinden bakışımız ya da bakamayışımız da bu dış dünyadaki pencereden bakışımıza eşlik eder. O pencerenin öncesine ve sonrasına eklenen bakışları hesaba katmadan ölçemeyiz ufku. Sonra pencereden bakınca gördüğümüz ufka yürümek var. Bu ufuk kızıl elma da olabilir, sarı ayva da olabilir, yeşil dolarlar da olabilir. Herkesin ufku farklı. O kadar farklı ki, öbür dünyayı merkez alan ufuklar da var, alışalım bunlara.