Aslında Ramazan başladığı gün bayram da yaklaşmaya başlar. Saatler yavaş geçerken günler hızla geçer ve her bayram sandığımızdan daha da erken gelir. Bu anlamda tıpkı geçmiş gibi, gelecek de peşimizdedir. Geçmiş peşimizde derken, merhum Menderes’in asılması ile ilgili gündemin içinden geçerken tuhaf ve belki de tuhaf ötesi bir kötücüllük diyebileceğimiz bir tutumla karşılaştım. Bu tutumun özeti şu: Bugün olsa yine asarız! Serbest seçimlerde milletinin sevgisini ve güvenini kazanarak Başbakan olmuş bir insanı uyduruk gerekçelerle, üstelik bir darbe sonrası asmak ve bunu bu kadar yıl sonra yine savunmak için bizim bilemediğimiz bir şeytanî donanım gerekiyor herhalde. Bayram yaklaşıyor. Ama seçimler de yaklaşıyor ve o da değişik gerilimlerin, dengelerin bir tür hırgürü arasında yaklaşıyor. İki partili sistem fiilen oluşmuş gibi. İki ana blok var ve meydanlarda kimi desteksiz salvoları, yıkıcı söylemleri işitmeyi sürdürüyoruz. Bir de bol keseden herkese maaş ve başka imkânlar dağıtan muhalif cumhurbaşkanı adaylarının söylemlerinden biri gidiyor, biri geliyor.