Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Beyazıt Meydanı’nın Üniversite kapısı, Beyazıt Camii, çınarları, biraz batıda Eczacılık Fakültesi ve Hat Sanatları müzesi ile birlikte sessiz, ağır tanıklarından biridir. Cami ile arasındaki küçük iç meydandan Sahaflar Çarşısına, yahut batı cephesinde konuşlanan Bakırcılar Çarşısı’ndan Mercan, Süleymaniye istikametlerine yol bulunur. *** Uzun süre akademik çalışmalar, araştırmacılar ve tabii ki profesyonel okurlar için muhkem bir mevzî olan Devlet Kütüphânesi, bir restorasyon çalışmasının ardından yakın bir zamanda yeniden hizmete açılmıştı. Kısa süre önce de 24 saat açık tutulmaya başlayarak şehrin tam içinde, görmeye pek alışık olmadığımız ama bazan lüzumunu fazlasıyla hissettiğimiz bir açığı kapatmaya başlamıştı. Üç beş gün önce yağmurlu ve fırtınalı bir gece kütüphaneyi ziyaret ettim. Saat gece 24 civarları idi. Zemin kattaki okuma salonu ve son okur mahalli diyebileceğim yerdeki rahat dizayn, dahilî iklim konforu ve güvenlik dâhil personelin güler yüzlü tutumu beni endişelendirip ‘yoksa bir rüyada mıyım?’ sorusunu sorduracak kadar iyi ve tuhaftı. Ne yapalım, benzer örnekleri öyle hemeninden gördüğümüz bir hayat geçirmemiştik. Fakat turpun büyüğü Salı gecesiymiş. İsmail Kılıçarslan, Furkan Çalışkan, Arda Arel, Coşkun Yılmaz, Silvan Alpoğuz, Yusuf Genç’ten oluşan bir ekip saat 23.