Yenilenen İstanbul seçiminden hemen önce üstadımız Sezai Karakoç Genel Başkanı olduğu Yüce Diriliş Partisi adına “Çeşmeler akıyor gözyaşısız” başlığını taşıyan bir mesaj yayınladı. Gözyaşısız akan çeşmelerden yola çıkarak İstanbul’u, ülkemizi ve medeniyetimizi merkeze alan bu mesajı, taşıdığı geniş ufuklu sorumluluk ve ihtar değeri sebebiyle aynen iktibas ediyoruz: “İstanbul’a yeni bir belediye başkanı seçmek için iki gün kaldı. Ülkemiz ve yurttaşlarımız bu olaya odaklanmış durumda. Ama, yeni belediye başkanını bekleyen İstanbul ne durumda? Yani atalarımızın bize bıraktığı İstanbul bunu nasıl karşılıyor? Gökdelenler değil, tüneller değil, “eski İstanbul” denilen asıl İstanbul, mütevazı görünüşlü, giderek sanki sığıntıymış gibi muhafaza edilen ya da zamana dayandığı için sanki mecburen muhafaza zorunda kalınan İstanbul ne düşünüyor, nasıl bir görünüm veriyor ve ne diyor? 27 yıllık tek parti dönemi ve 70 küsür yıllık çok partili dönemde, yönetimlerin yavaş yavaş bitmeye terkettiği eski İstanbul, ne diyor? Padişahların, sadrazamların ve anlı şanlı vezirlerin yaptırdığı ve onlar vasıtasıyla mahalle halkıyla kucaklaştıkları çeşmelere bakarsanız, ağlıyor, çeşmeler ağlıyor gözyaşısız. Gözyaşı dökemiyorlar. Çünkü: gözyaşı olarak kullanabilecekleri suları da kesik. Kimi çöplük haline çevrilmiş, çöplük olarak kullanılıyor. Kiminin yüzü deforme olmuş. Kimisinin yanı yöresi işgal edilmiş. Kimisinin de kitabesi bozulmuş, yazısı okunmuyor.