Mevlana İdris Karar Gazetesi

Çocuğun dijital zehirlenmesi-II

Çocuğa yönelik olarak oyunla başlayıp başka (kültür, tüketim, ideoloji vs) alanlardaki ‘kuşatma’ ile devam eden dijital ilgi kuşku yok ki sistem/çocuk ilişkisinin dijital alandaki...

26 Ağustos 2017 | 102 okunma

Çocuğa yönelik olarak oyunla başlayıp başka (kültür, tüketim, ideoloji vs) alanlardaki ‘kuşatma’ ile devam eden dijital ilgi kuşku yok ki sistem/çocuk ilişkisinin dijital alandaki bir uzantısının, hegemonik yaklaşımının güncel versiyonundan başka bir şey değil. Sistemin/yetişkinin çocukla ilişki ve iletişimindeki genel mantık örgüsü burada da sürmekte. Fakat yeni ve belki de öngörülemez olan şu: Siz çocuğu dijital kuşatma altında kendi mentalinize uygun olarak sarmalladığınızı düşünürken (çoğu çocuk mühendisliklerinde olduğu gibi) bambaşka bir şey daha oluyor; bir yan etki, tahmin edilmeyen başka bir sonuç: Çocukluğun dijital zehirlenmesi. Hayır, baş dönmesi, kusma, terleme belirtileri değil. Merkezsizleşme, her tür değer yargısına ilişkin belirgin kayıtsızlık ya da yok sayma, hayatın gündelik hareket ve alışkanlıklarının minimize edilerek göz ve parmak devinimi içinde şekillenen mikro biyolojik farklılaşma da değil. Dijital uzamda filizlenen onlarca yeni insan alışkanlığı ve akışkanlığı içerisinde belki de en ürkütücü olanı ağır şiddetin ve yok edilişler dizisinin sıradanlaşması ve belki milyonlarca defa izlenmesi/eylemlenmesi sonrasında oluşan ‘normalleşme’ gerçeği. Algısı değil, gerçeği. Böyle olmasa sabah kahvaltısını yapıp çocuğunu öperek evden ayrılan, sonra da askerî üssündeki görevinin başına oturup önündeki kumanda masasından (çocukların dijital oyun konsolundan farksız) gerçek uçakları hareket ettiren düğmelere basarak onları havalandıran ve Afganistan, Suriye, Irak gibi ülkelere bombaları boşalttıktan (ve tabii gerçek bombaların düştüğü yerdeki gerçek insan ölümlerini de istatistik raporlarına ekleyerek) sonra yeniden üsse döndüren çok gelişmiş ülkelerin adamı ne hissediyor olabilir? Sonra öğle yemeği için tekrar evine dönüp çocuğunu öpüyor. Kötülüğün sıradanlaşmasının anlamı üzerine yeteri kadar düşündüğümüzü sanmıyorum. Bir zamanlar kimi egemenler tarafından özel kötülük eğitiminden geçirilip özel kötülükler için yetiştirilen kayıp insanlar yok muydu? Vardı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bir kalp durdu 02 Nisan 2020 | 110 Okunma İçerisi/dışarısı 28 Mart 2020 | 752 Okunma Bir çocuktan birkaç post çıkarmak 22 Şubat 2020 | 359 Okunma Okulda havlayan bir Fındık 20 Şubat 2020 | 228 Okunma Şifreler deşifreler 18 Şubat 2020 | 207 Okunma