Acaba diyorum, ‘dünyada mekan, ahirette iman’ sözünü abarttık mı? Çünkü diyelim ki on milyon daire/ev varsa evsahibi kesinlikle on milyon tane değil, çok altında. E sana ne, diyeceksiniz. Öyle, gerçekten de bana ne. Adam beşinci, onuncu, yirminci, ellinci dairesini alıyor, alsın bana ne. Bir insanın bu dünyada ne kadar malı mülkü varsa, bekçilik görevi de o ölçüde artar. Belirli hacimdeki paranın sürekli gayrimenkul döngüsü içindeki bir trafiğe tâbi olmasının ekonomiye olumlu yazda olumsuz katkılarını ve sonuçlarını bilmiyorum. Ama herhalde üretime dayalı ekonomi ile aynı şey değil. Sonu gelmeyen ‘daha çok’ daire, bina sahibi olma hırsı yüzünden her yer beton oluyor, çirkinleşiyor, insanların hayata bakış ve katılımlarındaki denge bozuluyor vs…Oraları da geçtik. Zamanla çok sayıda daire sahipleri kendi çaplarında ‘tanrıcılık’ oynamaya başlıyor, kiracı için abuk subuk kurallar koyuyor falan filan. O da bir kenarda dursun.