Adamım kendisine bir çay söyledi. Şekerini karıştırırken yan masada konuşan iki genç sesin konuşmasına ister istemez kulak kabarttı. -Beş yıl sonra kendini nerede görüyorsun? -Beş yıl sonra mı? Yahu ben beş gün sonrasını bile göremiyorum. Görmek de istemem doğrusu. Olan oluyor işte. -Ama nasıl olur plan falan yapmıyor musun yani? -Hayır yapmıyorum. -Bu mantıklı mı sence? -Plan yapanların dünyası ortada işte… Bu söz üzerine ilk soruyu soran genç sustu. Acaba arkadaşına hak verdiği için mi susmuştu, yoksa konuşmanın anlamsız bir noktaya sürüklendiğini hissettiği için mi, adamım orasını tam anlayamadı ve ikinci çayını söyledi. Bu ikinci çayı dışarı çıkıp caddeyi izleyebileceği bir masada içmeyi düşündü adamım. Mavi damalı masaya oturduğunda hem önünde akan caddeyi, hem de az ötede akan Boğaz’ı görebiliyordu.