Hatırlarsınız, seksenli doksanlı yıllarda dine ait tartışmaların bir modası vardı. Esasen her dönemde ilahiyat tartışmaları toplum için vazgeçilmez bir alan olarak tebarüz etmiştir. Çoğu program ‘etme câhille sohbet’ bağlamına otursa da, televizyonun seyir ve eğlence mantığı içerisinde bu tartışmalar ilgi görüyor, izleniyor, kamuoyunda anlık ilgilerin odağı olabiliyor. Deizm, ateizm, sünnet, hadis, tasavvuf, namaz gibi kavramlar gündelik bazı haplar gibi ağızlarda gevelenip durmakta. Elektronik arenada, şovmenlerin yanında değerler de aşınmanın bir parçasına dönüşüyor. Şimdi yeni bir ‘trend’ var bu alanda. Hiçbir temsil kabiliyeti olmayan kişi ya da olaylar üzerinden dini savunuyormuş gibi yapıp dindarları ve dini sözümona aşağılama pozisyonu. Olay eskiymiş, saldırılan kişi ismi verilen kişi değilmiş, görüntülerin içeriği yapılan tanımlamalarla ilgisizmiş ne gam! Herifçioğlunun aşağılaması gelmiş, kusması gelmiş; o sözü söyleyecek. Başka yolu yok. Buna bir de muhtelif ‘cemaat’ kliklerinin örgütlü ve yer kapma amaçlı operasyonel çalışmalarını ekleyin.