Dün arkadaşla seyahat hâlindeydik ve havadan sudan konuşuyorduk. Bir ara yollardaki çok sayıda kamyonu göstererek şöyle dedi arkadaş: “ Yollarda bir şeyler taşıyan kamyonları gördüğün sürece memlekette işler yolunda demektir. ” Sonra da bu ilginç göstergenin niçinlerini anlattı. Derken yine Amerika ve döviz üzerinden yapılan tartışmaların içinde bulduk kendimizi. Ülke olarak bize yapılan örtülü ya da açık, siyasal veya ekonomik bütün tehdit ve eylemler karşısındaki aldığımız tutum, gösterdiğimiz direncin sebeplerine göz attık. Vardığımız sonuç şuydu: Son on- onbeş yıl içinde yeniden –derin bilinç üzerinden- yükselen bir vatanperverlik, filizlenip kısa sürede sağlam bir ağaca dönüşen bazı yapısal değişimler, 15 Temmuz’da içeride ve dışarıda berraklaşan/keskinleşen duyuş ve pozisyon… Cumhurbaşkanımız tüm bu düşüncelerin merkezindeki ana figür olarak duruyordu. Uzun yıllar Avrupa’da yaşayan arkadaşım, “yalnızca sağlık alanında yapılan hizmetlere baktığımda gelir ortalaması 40 bin euro olan bir toplumun standartlarında yaşadığımızı” belirtti. Oldukça iyimserdi arkadaşım. Verdiğimiz molada çayını yudumlarken bu iyimserliğinin göstergelerinden de söz etti. Bu arada dolar da an be an düşüyordu.