Doğu Guta içimizin duvarına asılan son acı tablo. Resimlere bakılamıyor, bir şey söylenemiyor. Bu kan banyosunu gerçekleştirenlerin rejim, Rus veya başka bir güç olmasının bir önemi yok. Öylece dehşet içinde baka kalıyoruz. Kurumlar, söylemler, şu bu… Orada öyle vurulmuş kadınların çocukların yanıbaşında hiç ama hiçbir şey ifade etmiyor. Başımızı çevirecek bir yer de yok artık. Başımız var mı, o bile kuşkulu. Büyük, kesintisiz abluka sebebiyle zaten bomba düşmese bile açlıktan ölen çocuklar onlar. Kamyon kasalarında taşınan cesetler, son bombalamalarda yüzlercesi birden gerçekleşen ölümler. Kimin çocukları onlar, kimin ölüleri? Oradaki bir hastane önünde cesetlerin başındaki bir doktor şöyle diyor: “Şüphesiz, Allah sessizliğinizi lanetler” diye bağırıyor.